Macaristan Sutopu Takımı ve 1956 Melbourne Olimpiyatları

SUYA DÖKÜLEN KAN…

İnsanlar gözlerini dikmiş şaşkınca izliyordu. Bu okyanustaki gelgite sebep olan şey ne olabilirdi? Neden evren böyle diye deliye dönmüştü. Bir ulus doğdu sonra sular duruldu. Ama insanlar sordular günahımız neydi diye. Hangi insanların etleri ve kemikleri değiştirdi bu yasaları. Halbuki insanlar kendi topraklarında özgür doğdukları için şu sözün anlamını bilmezler: Özgürlük en harika hediyedir.

Sandar Marai

1956 Melbourne Olimpiyatlarında Macaristan ve Sovyetler Birliği arasında gerçekleşen yarı final sutopu müsabakası bir maçtan çok daha fazla anlam ifade ediyordu. Olimpiyatlar; toplumları bir araya getirme arzusu, dostluk ve arkadaşlık gibi kavramları içinde barındırmasına rağmen müsabaka esnasında savaş halinde olan iki toplum arasında köprü kurmaktan daha çok şiddet içerecek ve kan dökülmesine neden olacaktı.

Soğuk savaşın fazlasıyla hissedildiği 1956 yılının Ekim ayında, Polonya’da başlayan öğrenci hareketinin etkileri ile  sözde Amerika Birleşik Devletleri tarafından desteklenen özgür Avrupa Radyosu’nun telkinleri sonucunda Macar üniversiteli gençlerin başlatmış oldukları gösteriler Budapeşte sokaklarında karşılık bulmuş ve 7’den 70’e tüm halk sokaklara dökülmüştü. Macarlar özgürlüklerini ve ulusal bayraklarını geri istiyorlardı. Bayraklarında kullanılan yıldızları söküyorlar ve özgür bir yaşam tarzı talep ediyorlardı. Olaylar tüm şiddetiyle devam ederken ulusal sutopu takımı Helsinki Olimpiyatları’nda elde etmiş oldukları şampiyon unvanını koruyabilmek adına Budapeşte dışında kamp yaparak Melbourne Olimpiyatlarına hazırlanıyorlardı.

Gizli polisler ile işbirliği içindeki Sovyet askerleriyle Macar halkı arasında yaşanan ölümcül mücadele tüm hızıyla devam ediyordu.  Yaşanan olaylar sonucu ilan edilen sıkıyönetim, nabzı bir nebze de olsa düşürdü. Sokaklar cesetler ile doluyken olimpiyatlara hazırlanmak gerçekten çok zordu. Bu sebeple oyunlara iki ay kala güvenlik tedbirleri nedeniyle Prag’a geçtiler. Önce Sovyet yanlısı Rakasi hükümeti düştü ve ülkedeki Stalin heykelleri yıkıldı. Sonrasında Macaristan, Varşova Paktı’ndan ayrılarak tarafsız olduğunu ilan etti. Sonrasında ise Sovyet tankları yanında kalabalık bir ordu ile geri döndü ve ülkeyi yerle bir etti. Macarların yanında olduğunu zannettiği dünya, insanlar Ruslar’dan nefret etsinler diye ülkede oluk oluk akan kanı izlemekle yetindi.

Sovyetler Birliği’nin, Sovyet karşıtı ayaklanmayı bastırmak üzere Macaristan’ı işgal etmesi sonrasında Hollanda, İspanya, Lihtenştayn ve İsveç özgürlüklere baskı uygulanmasını kınamak amacıyla olimpiyatlardan çekildiğini açıklamıştı. Macaristan sutopu takımı oyuncuları Melbourne’e ayak bastıklarında 5 bin civarında vatandaşlarının öldüğü haberiyle yıkıldılar. Olimpiyat köyüne vardıklarında vermiş oldukları ilk tepki, orak-buğday armalı Macar bayrağını indirip yerine Özgür Macaristan bayrağı asmak olacaktı. İçlerinde iltica etmek isteyenler de vardı ama takım olarak şunun bilincindeydiler; Özgür Macaristan’ın galip gelebileceği en kolay alan olimpiyatlardı.

Macaristan’ın ciddi bir sutopu altyapısı bulunuyordu. 1928 Amsterdam oyunlarından o güne tüm olimpiyatlarda final oynama başarısı göstermiş ve üç altın ile iki gümüş madalya elde etmişlerdi. Amerika, İtalya ve Almanya gibi ülkeleri eleyerek yarı finale yükselen Macarlar, karşılarında siyasi olarak mücadele içinde oldukları Sovyetler Birliği’ni buldu. Müsabaka öncesinde Macar kaptan Gyarmati, Rus kaptanın uzattığı eli sıkmayarak maçın gergin geçeceğinin izlerini sunuyordu. Ne de olsa Rusların formasında yazan CCCP aynı zamanda Macaristan’ı darmadağın eden tanklarının üzerinde de yazıyordu. Maça müthiş bir seyirci desteği ile başlayan Macarlar harika bir oyun ortaya koydukları müsabakayı 4-0 önde götürüyorlardı. Bu skoru hazmedemeyen Ruslar, zaten sert oynadıkları müsabakanın bitimine bir dakika kala Prokopov’un Macar oyuncu Ervin Zador’a attığı yumruk ile suya kan dökülmesine neden oluyorlardı. Ruslara karşı suda verilen onur mücadelesi Macar halkı tarafından da karada verilmeye devam ediyordu.

Artık yalnızca kendimiz için değil tüm Macar halkı için oynuyorduk. Bu maç bizim karşılık verebilmemiz için tek şansımızdı. 

Ervin Zador

https://youtube.com/watch?v=MQPIz-EM59Q%3Fwmode%3Dtransparent%26rel%3D0%26feature%3Doembed

Finalde Yugoslavya karşısında alınan 2-1’lik galibiyet ile Macaristan hem altın madalya kazandı hem de göndere çekilen Özgür Macar bayrağı ile özgürlükleri uğruna yaşamına veda eden vatandaşlarının ruhlarını okşadı. Gözünde oluşan şişlik nedeniyle final maçında sahada yer alamayan Zador daha sonra iltica ettiği Amerika’da antrenör olarak görev aldı ve 1972 Münih Olimpiyatları’na yedi altın madalya ile damga vuracak olan Mark Spitz’i yetiştirmiş olmanın gururunu yaşadı.

Macarların maçı 4-0 kazanmaları, ’56 İşgali’nin anlamlı bir rövanşı olarak kabul edildi. Tarihe ‘Sudaki Kan’ olarak geçen karşılaşmanın öyküsü Children Of Glory filmi ile beyazperdeye aktarıldı. Macar yapımı olan filmin yönetmenliğini politik sinemada başarılı örnekler sunan Krisztina Goda üstlendi. Film bir yandan bizlere Macar sutopu takımının 1956 Melbourne Olimpiyatları öyküsünü anlatırken diğer yandan da Macarların Ruskiler karşısındaki özgürlük mücadelesini anlatır. Film, Sovyetlerin Macarlar üzerindeki baskısının anlaşılması amacıyla Moskova’da oynanan ve hakem tarafından katledilen bir Macar-SSCB sutopu maçıyla açılır ve Avusturya İşçi Marşı’nın faşizme karşı  mücadeleye davet eden müziği ile aksiyon alır. Macar halkı Sovyet Rusya’ya karşı özgürlüğünü kazanmak adına direniyordur. Macar sutopu takımı ise bu direnişin simgesi olur.

Filmde baş kahramanımız aşkın ve devrimin adamı Szabo Karcsi’dir. Karcsi’nin en büyük hayali olimpiyatlara katılmak ve ülkesi adına altın madalya kazanmaktır. Üniversite’de başlayıp sokaklara yayılan direniş esnasında tanıştığı Viki Falk’a duyduğu ilgi hayalinden vazgeçip onun da direnişin bir parçası olmasını sağlar. Ancak Karcsi, takım için çok önemlidir ve direniş sonrası Sovyet askerlerinin Macaristan’dan çekilmesiyle takımına geri döner. Ancak ülkedeki barış baharı çok uzun sürmez ve Rus askerleri çok daha acımasız bir şekilde geri döner. İşte bu atmosferde oynanan mücadeleyi epik bir anlatımla izleyicilerin önüne sunar Children Of Glory.

https://www.youtube.com/embed/WN6o7h8na98?wmode=transparent&rel=0&feature=oembed

2006 yapımı Children of Glory filminde Szabo Karcsi rolünde Ivan Fenyo, Viki Falk rolünde ise Kata Dobo’yu izliyoruz. İMDB’den 6,9 puan alan film 2008 Stony Brook Film Festivali’nde izleyici seçimi ödülü kazandı. 2000-2004 ve 2008 Olimpiyat şampiyonu olan Macar sutopu takımının bazı oyuncuları filmde rol almışlar.

Total
0
Shares
Bir yanıt yazın
Önceki Yazı

Pete Maravich ve John Lennon: Tepedeki Ahmaklar

Sonraki Yazı

Nicolas Anelka: Beklentiler Sadece Üzer

Bunlar da ilgini çekebilir