Sebastian Vettel: Parlak Mavi Silik Kırmızı

Henüz ilkokul öğrencisi olduğum dönemde çoğu erkek çocuğu gibi futbola fazlasıyla meraklıydım. O günlerde NTV Spor’u açıp futbol programlarını izleyerek saatlerimi harcardım. Ancak spor haberlerinde konu, Formula 1 gelişmelerine geldiğinde daima kanalı değiştirirdim. Red Bull pilotu Sebastian Vettel, Ferrari pilotu Fernando Alonso, McLaren pilotu Lewis Hamilton ve birçok isim… Devamında pole pozisyonu, galibiyetler ve şampiyonluklar… Bunların hiçbiri o dönemde ilgimi çekmezdi ve ‘insanlar bundan ne anlıyor’ diye düşünürdüm. Şimdilerde ise o dönemin yarış ve sezon özetlerini bulup izleyen ve araştıran birisiyim. Yani Sebastian Vettel’in tarih yazdığı dönemlerle yeni yeni tanışıyorum. Rekabetin üst düzey olduğu yılların kahramanlarından olan Sebastian Vettel, 2022 Formula 1 sezonunun sonunda emekli oldu ve onu daha fazla canlı izleme şansım ne yazık ki kalmadı.

Yine de rüya gibi başlayan ancak dramatik şekilde tamamlanan kariyerinde Ferrari ile çıktığı son podyumu, yani 2020 Türkiye Grand Prix’sini izleme şansım oldu. Ancak Vettel, henüz bu spora ilgi duymadığım günlerde Formula 1 tarihindeki pek çok ‘En Genç Pilot’ konulu unvanın sahibi olup, rekorlar kırıp, şampiyonluklar kazanmıştı.

19 yaşında adım attığı sahnede Sauber marka aracı ile puan alan en genç isim olmayı da başaran genç Sebastian, ayrıca 2008 yılında o sezonu takımlar sıralamasında altıncı sırada tamamlayan Toro Rosso marka aracı ile hem pole pozisyonunu alıp hem de yarışı kazanıp çok zor bir şeyi de yine ‘Yarış Kazanan En Genç Pilot’ ve ‘Pole Pozisyonunu Alan En Genç Pilot’ unvanlarını alarak başardı.

21 yaşındayken kazandığı bu zaferin ardından kendisine ‘Bebek Schumacher’ lakabı takıldı. Genç Sebastian da 2009 yılında Red Bull için yarışmaya başladı ve Schumi’nin dominasyonunun ardından pistlere onun hükmedeceği bir döneme girildi.

Çaylak dönemlerinde yıldız olacağını herkese gösteren Sebastian, Red Bull ile 2009 yılını ikinci sırada tamamladı ancak bu ikincilik onun kazanma hırsını dindirmedi. 2010 yılında ise tarihe geçen bir rekabet vardı. Son yarışa dört pilotun şampiyonluk umuduyla girildiği sezonda Vettel, hiç önde götürmediği ve belli kısımlarında takım arkadaşı Mark Webber ile fazlasıyla gerildiği sezonun son yarışına Alonso’nun 15 puan gerisinde gidiyordu. Şampiyonluğun Webber veya Alonso’ya gideceği düşünülürken genç Sebastian damalı bayrağı iki rakibinin de önünde gördü ve Red Bull garajından gelen “Sebastian Vettel, Dünya Şampiyonusun!” mesajıyla birlikte ilk şampiyonluğunu göz yaşlarıyla kazanmış oldu.

Vettel

Bir de 2012 sezonu var. Herkesin Fernando Alonso’nun olağanüstü performansıyla andığı ancak son sözü yine Vettel’in söylediği ve belki de Ferrari yıllarında bir türlü yanında olmayan şansının ona yardım ettiği sezon. Son yarışa sıralamada lider girip, bir kazanın tam ortasında kalan ve aracında hasar ortaya çıkan Sebastian, yarışa devam etmeyi başarıp yukarılara tırmanmıştı ve 2011 yılında domine ederek kazandığı yıldan sonra bir kez daha şampiyon olmuştu.

2013 yılındaki dominasyon ise benzersizdi. Vettel hayranı arkadaşımın o dönemi anlatırken kullandığı cümle de olayı açıklar vaziyette: O sezon Vettel’i ilk turdan sonra gören olmazdı… Alman pilot 13 yarış kazanarak Schumacher’in rekoruna ortak oldu. Ayrıca tam 9 yarış üst üste kazandı. Hatta kazanmak için ünlü ‘multi 21‘ olayı ile takım emrine karşı gelip Mark Webber’i geçtiği olay eleştiriler almasına sebep oldu. Ancak Webber genç Alman’ın gölgesinden kurtulmayı bir türlü başaramadı. Sezon sonunda ise dördüncü kez üst üste şampiyon olan Sebastian Hindistan’da arabasına gösterdiği sevgiyle de yaşadığı zafere başka bir boyut katmıştı. Ancak 2014 yılıyla beraber turbo-hybrid çağına girildi ve Mercedes’in yükselişiyle Vettel’in zirvedeki günleri sona erdi. 2014 sezonunda Webber emekli olmuştu ve takıma yeni katılan Ricciardo’nun gerisinde kalan Sebastian Vettel, 2015 yılında yeni bir maceraya, uzun süredir beklediği bir hikayeye başladı. Yeni adresi İtalya olacaktı.

İdolünün daima Schumacher olduğunu belirten birinin diğer hayali de elbette Ferrari ile şampiyonluk kazanmaktır. Red Bull ile rekorlar ve şampiyonluklar içinde geçen 6 yılın ardından Sebastian, Michael’in izinden gidiyordu. Şampiyonluklar gelmese de ilk iki sezonunda kalitesini gösterdi Alman pilot. Malezya’da kırmızı tulumlar ile ilk zaferini kazandı.  Ama belki de kalp kırıcı yenilgiler yerine fazla iddialı olmayan Ferrari ile düşük beklentileri aşan güzel işler başarmak daha iyi olabilirdi. Ancak öyle olmadı…

2017 ve 2018 sezonlarında verilen şampiyonluk mücadelesinde yaşanan dramatik olaylar Ferrari ve Vettel severler için bu günlerde bile üzüntü sebebi. Kariyerine dönüp baktığında 2018 Almanya yarışını değiştirmek istemesi de bunun bir kanıtı gibi. O yarıştan bir önceki yarışta Hamilton’u Silverstone’da yenmeyi başaran Seb, Almanya’da ise lider götürdüğü yarışı bariyerlerde tamamlayıp yarışa 14. başlayan Hamilton’un zaferiyle bir daha eskisi gibi olamadı. 2017 yılında ise lider başladığı Singapur’da ilk turda yarış dışı kalması şampiyonanın dönüm noktası oldu. Anormal stratejileri ile nam salan Ferrari, fazla güçlü olan ve sürekli daha da güçlenen Mercedes ve Hamilton iş birliği, başa gelen şanssızlıklar ve bir türlü gelmeyen Vettel – Ferrari şampiyonluğu… Ancak hayalinin peşini bırakmayan Sebastian 2017 yılında Mercedes takımından aldığı teklifi de reddetmiş ve Ferrari ile şampiyon olmak istediğini söylemişti. Ne yazık ki işin peşini bırakmamak Vettel’e istediği başarıyı getirmedi. Ama yine de Ferrari için denemek gerekirdi çünkü Sebastian’ın da dediği gibi; herkes Ferrari taraftarıydı. Ferrari taraftarlarının onu daha çok sevmesini sağlayan bir olay da Kanada’da yaşandı. Şampiyonluk yarışından uzak kaldığı 2019 yılındaki Kanada yarışında tartışmalı bir kararla 5 saniye ceza alan Sebastian yarışı birinci bitirmesine rağmen galibiyeti Hamilton’a kaptırmıştı. Bu yarışın sonunda Mercedes garajından geçerek 2 numarayı Hamilton’un aracının önüne koyması ile birlikte Ferrari severler için kahraman olmuştu. 53. ve son zaferini de yine 2019 yılında Singapur’da kazandı.

Vettel

2020 yılı ise Vettel için felaket bir yıl olmuştu. Sezonu sürekli basit hatalar yaparak ve genç Leclerc’in 55 puan ardında bitirmişti. Kırmızılar ile geçirdiği son sezonunun kapanışında Vettel, Ferrari ile son podyumunu İstanbul’da kazanarak Ferrari’ye veda etti. Ne yazık ki odasına posterlerini astığı Michael’in başarılarını tekrarlayamamış, Ferrari ile asla şampiyon olamamıştı. Aston Martin macerası da beklenenin aksine hayal kırıklıkları ile geçti ve yalnızca bir kez podyuma çıkabildi. Ancak bu dönemde de idolü Michael’in oğlu Mick ile aynı pistleri paylaşma fırsatı oldu. Eski günlerdeki kazanma alışkanlığını ve hırsını kaybeden Seb, bu yıllarda pist dışında yaptığı güzel işlerle takdir gördü. Marmara Denizi’nde meydana gelen müsilaja dikkat çekmek için özel bir tişört giydi, Suudi Arabistan’da kadınlar için bir yarış etkinliği düzenledi, Avusturya’da bir ‘Arı Oteli’ yaptırdı, savaş sebebiyle Rusya’da yapılan müsabakaları protesto etti ve daha birçok saygı değer işe imza atarak insanların ve hayranlarının takdirini kazandı.

Tarihle 27 Temmuz 2022’i gösterirken ise hayranlarını üzen ve şok eden bir gelişme yaşandı. 2022 yılı itibariyle 35 yaşında olan Vettel, sosyal medyayı bu seneye kadar hiç kullanmamıştı, takım arkadaşı Kimi Raikkonen’e göre telefonu eline bile almayan bir adamdı. Ancak üzücü bir açıklama için Instagram hesabı açtı ve hayranlarını üzen paylaşımları yaptı: Sezon sonunda emekli olacağını açıkladı. Gridde bulunan iki eski şampiyon da Vettel’den yaşça büyüktü ve kimse bunu beklemiyordu ancak artık çocuklarını büyürken izlemek isteyen Sebastian için macera sona eriyordu. Dört kez Dünya Şampiyonu, 53 yarış galibi ve birçok rekorun sahibi olarak pistlerde ayrılacaktı.

Vettel

İlk yarışında olduğu gibi yine bir puanla veda etmesi güzel bir tesadüftü ama Vettel’in farkı ve şanssızlığı burada da ortaya çıktı. Bütün Formula 1 severler yarış sonunda Alonso’nun 2018’deki vedasına benzer şeyler beklerken; iki şampiyon Alonso ve Hamilton yarış dışı kaldı. Özellikle yarışta amacının sadece çizgiyi görmek olduğunu belirten ve Vettel’e atak dahi yapmayan Alonso yarışın yarısını bile tamamlayamadı ve Vettel yıllarca rekabet ettiği şampiyonlarla birlikte olamadı. Ancak yine de onun dönüşü için umudunu kesmeyen pek çok insan var. Hatta bu yazıyı yazmama sebep olan şey de bu. En son kaleme aldığım yazıdaki sporcunun emeklilikten dönmesini duyan Plase Dergi üyesi Oğuz Ağan bana ”Bir de Vettel yazısı yaz, belki o da döner.” dedikten sonra bu yazıyı yazma kararı aldım. Umarız Sebastian, pistlere tekrar geriye döner, o güne kadar da yeni ve sakin yaşamını en iyi şekilde sürdürür.


Plase:

Total
0
Shares
Önceki Yazı

Borussia Dortmund: Sarı Duvar

Sonraki Yazı

Umberto Eco: Bir Futbol Filozofu

Bunlar da ilgini çekebilir